3i3inate |
ATEŞ BÖCEĞİ /3'İ3'İNATENA
Çocukluğu köyde geçenler peşinden çok koşturmuştur.
Karanlıkta yanıp sönen ışığıyla uçarken yakalamak zordur. Sen kovaladıkça o kaçar. El darbesiyle yere düşürüp almak gerekir.
“Kovaladıkça kaçan ateş böceği misin” şarkısı da buradan çıkmıştır zaten....
Çocukken her nereden bulduysam plastikten küçük bir gemici fenerim vardı. Öyle büyük değil 5-6 cm filan. Cam kısmı saydamdı ve çıkarmak mümkündü.
O yıllarda henüz elektrikli el feneri yoktu. Sokaktan topladığım ateş böceklerini fenerin içine doldururdum. Epey de ışık verirdi.
Bu küçücük fenerle, karanlık patika yollarda komşuluğa çok gitmişliğim vardır.
İşim bittikten sonra onları salıverirdim. İlkinde salıvermedim hepsi öldü.
Ateş böcekleri, Lüsiferaz ile Lusiferin denen iki maddeyi ışık üreten hücrelerinde oksijenle yakarak ışığı meydana getirirler.
Işığın yanıp sönmesi ise, demirci körüğü misali oksijeni hücrelere kesik kesik göndermesi sonucunda oluşmaktadır. Bunu süs için değil karşı cinsin ilgisini çekmek için yapmaktadır.
Havada uçarken yakaladıklarınızın hepsi erkektir. Sadece erkekler uçar, çünkü dişilerin kanatları yoktur. Gece yarısı kıçında lambayı yakıp da dişisini arama fedakarlığını erkekler gösterir. Dişiler ise kuytu yerlerde cılız ışıkları ile erkekleri beklerler.
Erkek ateş böceklerinin ışıkları yakıp söndürme hızının da anlamları vardır;
“Aşkım çabuk ol, birazdan güneş doğar”
“Biraz çabuk gel abin bizi görmesin”
“Senin için yanıyorum, gene hangi kovuktasın” gibi anlamları vardır.
Erkekler bazen ışığı sürekli açık tutarlar; Bu, “Hadi alışverişe gidelim” anlamını taşır ki, bütün dişiler kanatlanırlar.
Sözü edilen iki maddenin yanması sonucu meydana gelen enerjinin tamamını ışık enerjisine dönüştürdükleri için harika canlılardır. Bugün hiçbir teknik, ışığın gerektiği yerde enerjinin tamamını ışık enerjisine çevirememektedir. Aynı şey ısı için de geçerlidir. Lambalarınızın ısı vermesi ya da elektrik sobanızın ışık vermesi gereksizdir.
Yazar:İlker ÖZKAN
Çocukluğu köyde geçenler peşinden çok koşturmuştur.
Karanlıkta yanıp sönen ışığıyla uçarken yakalamak zordur. Sen kovaladıkça o kaçar. El darbesiyle yere düşürüp almak gerekir.
“Kovaladıkça kaçan ateş böceği misin” şarkısı da buradan çıkmıştır zaten....
Çocukken her nereden bulduysam plastikten küçük bir gemici fenerim vardı. Öyle büyük değil 5-6 cm filan. Cam kısmı saydamdı ve çıkarmak mümkündü.
O yıllarda henüz elektrikli el feneri yoktu. Sokaktan topladığım ateş böceklerini fenerin içine doldururdum. Epey de ışık verirdi.
Bu küçücük fenerle, karanlık patika yollarda komşuluğa çok gitmişliğim vardır.
İşim bittikten sonra onları salıverirdim. İlkinde salıvermedim hepsi öldü.
Ateş böcekleri, Lüsiferaz ile Lusiferin denen iki maddeyi ışık üreten hücrelerinde oksijenle yakarak ışığı meydana getirirler.
Işığın yanıp sönmesi ise, demirci körüğü misali oksijeni hücrelere kesik kesik göndermesi sonucunda oluşmaktadır. Bunu süs için değil karşı cinsin ilgisini çekmek için yapmaktadır.
Havada uçarken yakaladıklarınızın hepsi erkektir. Sadece erkekler uçar, çünkü dişilerin kanatları yoktur. Gece yarısı kıçında lambayı yakıp da dişisini arama fedakarlığını erkekler gösterir. Dişiler ise kuytu yerlerde cılız ışıkları ile erkekleri beklerler.
Erkek ateş böceklerinin ışıkları yakıp söndürme hızının da anlamları vardır;
“Aşkım çabuk ol, birazdan güneş doğar”
“Biraz çabuk gel abin bizi görmesin”
“Senin için yanıyorum, gene hangi kovuktasın” gibi anlamları vardır.
Erkekler bazen ışığı sürekli açık tutarlar; Bu, “Hadi alışverişe gidelim” anlamını taşır ki, bütün dişiler kanatlanırlar.
Sözü edilen iki maddenin yanması sonucu meydana gelen enerjinin tamamını ışık enerjisine dönüştürdükleri için harika canlılardır. Bugün hiçbir teknik, ışığın gerektiği yerde enerjinin tamamını ışık enerjisine çevirememektedir. Aynı şey ısı için de geçerlidir. Lambalarınızın ısı vermesi ya da elektrik sobanızın ışık vermesi gereksizdir.
Yazar:İlker ÖZKAN
İnsan bedenine girermi
YanıtlaSil